30 Haziran 2015 Salı

Alev Deneyleri - James Dashner | Kitap Yorumu

Herkese merhaba!! Nasılsınız? Ben oldukça iyiyim. Hemen konuya gireyim. Bugün kitap yorumu yapacağım. Başlıktan da anlaşıldığı gibi Alev Deneyleri'nin yorumu olacak. Sıcak sıcak yorum gibisi yok. Kitabı birkaç gün önce bitirdim. Zamanım olmadığı için yorumunu giremedim. Her neyse. :))








Adı: Alev Deneyleri

Yazarı: James Dashner

Sayfa Sayısı: 400

Yayınevi: Pegasus 

Goodreads Puanı: 3.96/5

Benim Puanım: 4/5

Seri: Labirent Serisi #2




Tanıtım:



Labirent bulmacası çözülünce her şeyin sona ermesi gerekiyordu… 
Thomas, Labirent'ten kaçışın tüm Kayranlılar için özgürlük anlamına geldiğini düşünmektedir. Fakat İsyan'ın işi henüz bitmemiştir. İkinci Aşama daha yeni başlamıştır: Alev Deneyleri. 

Kural yok. Yardım yok. Ya başarırsın ya ölürsün. 
Güneş ışınlarından en fazla etkilenen bölge olan Alev'i geçmek için iki haftaları vardır ve İsyan, işlerini zorlaştırmak için karşılarına binbir türlü tehlike çıkarmaya hazırdır.

Arkadaşlıklar sınanacak. Sadakat sorgulanacak. Hiçbir şey kesin değil! 
Kayranlılar önlerine çıkan tüm tehlikelerle yüzleşmeye hazır olsalar da kurtuluşun tek yolu diğerlerini yok etmekten geçiyor olabilir.



"Nefes kesici, sinematografik bir macera." 
-Publishers Weekly-
"İlk kitabı sevenler bu nefes nefese maceranın da esiri olacaklar." 
-Children's Literature-

"Bu heyecan dolu kitaptaki ahlaki ikilemler ve ölümcül bir ortamda hayatta kalmaya çalışan çocuklar, hikâyeyi daha da etkileyici bir hale getiriyor." 
-VOYA-

"Gerçekte neler olduğunu anlamaya çalışan karakterlerle okuru da meraka sürükleyen bu devam kitabında heyecan hiç sönmüyor. 
Son ana kadar kalbiniz sıkışacak." 
-Kirkus Reviews- 
"Müthiş bir macera; sürükleyici, zekice." 
-Newsday-





Yorum:


Alev Deneyleri'ni okumak için sabırsızlanıyordum. Ancak alamadığım için okuyamıyordum. Kuzenimde kitap vardı ancak ailem kuzenimden okuduğum için almazdı. Bu yüzden okuyamadım. Sonra beklemekten bıktığım için okumaya başladım. O sıralar da dizi izlemek çok istiyordum. O yüzden birkaç gün elimde süründü.

Konusunu bilirsiniz zaten değil mi? Ama bilmiyorsanız Ölümcül Kaçış kitap yorumumu bloguma girmiştim. Linkini aşağıya bırakırım.

Kitabı çok sevdim diyebilirim. Yeni iki karakteri de sevdim ve Teresa'dan nefret ediyorum, hala. Thomas da saftirik gibi inanıyor ya.. Çok sinirleniyorum. Ve yazar da kitapta biraz abartmış.  Bir şey oluyor ve yalan çıkıyor. Bu açıkçası canımı sıktı. Anlamsız geldi. Sanırım işler yavaş yavaş kızışıyor.

Hele o son var ya.. Bir şey anlamadım ya. Çok merak ediyorum. Tam da yerinde bıraktı yazar. Dedim noluyor? Nasıl oluyor? Elimde de kitap yok ki. Son İsyan olsa hemen alırım elime. Çok şey merak ediyorum. Çoğu kişi beğenmedi Son İsyan'ı. Merak ettikleri cevapları bulamamışlar. Umarım ben beğenirim ^_^

Bu seriye başlamamışsınız artık yuh yani. Beni kitap okumaya alıştıran kitap Ölümcül Kaçış. Aslında bir çok şey oldu ama spoi vermekten korkuyorum. Spoi'yi kim sever diyeceğim ancak  ben cidden seviyorum. Kitapların en son cümlesini okurum arada. Başkalarının aksine ben spoi olsa da olmasa da aynı tepkiyi veriyorum. Tamam spoi olmayınca daha bir güzel ama spoi olunca da güzel oluyor.

Her neyse kısaca kitabı beğendim ancak fazlalıklar vardı. Yazar sanki bazı yerleri uzatmıştı. Yine de sevdim kitabı. Devam kitabı olan Son İsyan'ı merakla okumayı bekliyorum. Umarım en yakın zamanda alırım :))






Ölümcül Kaçış kitap yorumu için TIKLAYIN..



23 Haziran 2015 Salı

1.KMBT || Ölmek İçin On Üç Sebep - Jay Asher | Kitap Yorumu + Alıntılar


Herkese merhaba, Hayırlı Ramazanlar!! Sıcak sıcak kitap yorumuna kim hazır? Çünkü Ölmek İçin On Üç Sebep'in yorumunu yapacağım. Tabii Kitap Melezleri ile Blog Turu  kapsamında. Bugün turun ikinci gün. Yani 23 Haziran. İkinci gün benim günüm olduğu için bugün kitap yorumu ve bir de alıntılar paylaşacağım. 






Adı: Ölmek İçin On Üç Sebep

Yazarı: Jay Asher

Sayfa Sayısı: 312

Yayınevi: Artemis Yayınları

Goodreads Puanı: 4.06/5

Benim Puanım: 5/5

Seri: Yok



Tanıtım:


Geleceği stop tuşu ile durduramazsınız.
Geçmişi geri saramazsınız.
Sırrı öğrenmenin tek yolu 
... play'e basmak.

Hannah Baker ölmeden önce birkaç kaset doldurmuştu. İntiharının nedeni olarak gördüğü kişilerin adları bu kasetlerde gizliydi. ClayJensen, Hannah'nın doldurduğu kasetlerle ilgili hiçbir şeye karışmak istemiyordu. Hannah ölmüştü. Sırları da onunla birlikte gömülmeliydi. Ancak Hannah'nın sesi, Clay'e kasetlerde onun da adının geçtiğini söyledi. Clay gece boyunca kasetleri dinledi. ... Öğrendiği şey, hayatını sonsuza dek değiştirecekti. Clay Jensen'ın ilk aşkının son sözleri.


Yorum:


Kitap mükemmeldi. Tek kelimeyle. Ancak sorun şu ki hiç ağlamadım. Tamam belki birkaç damla aktı ama ağlayamadım. Kitabı çok sevdim. Hatta 5/5 verdim. Ancak ağlayamadım. Neden olduğunu bilmiyorum. Ama belki de kitaba giremedim. İlk defa bir erkek anlatımından -tam erkek anlatımı mı bilmiyorum ama- kitap okuduğum için olabilir. Puan kırardım ama kitapla ilgili değil benle ilgiliydi. Ve erkek anlatımından -gibi- kitap okumak, yeni tecrübe falan bence harikaydı. Ayrıca yazarda hiçbir acemilik yoktu. Oysa bu kitap onun ilk kitabıydı.


Konusundan bahsetmek gerekirse Hannah Baker intihar etmeden önce intihar etmesinden sorumlu tuttuğu 13 kişiye kaset hazırlıyor. Kaset hazırlıyor dediğim kaset kaydediyor. Neler olduğunu, kendisine ne yaptığını, bunun sonucunda neler olduğunu falan bir kasetin bir yüzünde anlatıyor. Ve diğer kişi aynı kasetin diğer yüzünde. Ve bir sonraki kişi bir başka kasetin bir yüzünde. Hepsinin yaptığı şeyler birbirleriyle bağlantılı. Mesela ilk kasetteki kişiyle neler olduğu yüzünden diğer kasette devamı geliyor. İlk kasetteki şey bir çığ gibi büyüyor ve Hannah'ı içine alıyor. Bir öpücükle başlayan dedikodu devamını getiriyor.


Clay bir gün kapısının önünde bir ayakkabı kutusu buluyor. Ne adres var ne bir şey. Kutuyu açıyor ve içinde 7 adet kaset buluyor. Dinlemeye başlıyor ve 2 hafta önce ölen ilk aşkının sesinin duyuyor. Tabii normal olarak çok şaşırıyor. Dinlemek istemiyor ama o 13 kişiden birinin de kendisi olduğunu öğrenince dinlemeye başlıyor. Öğrendiği şeyler hayatını değiştiriyor. İlk aşkının o farkında olmadan nasıl yavaş yavaş intihara gittiğini öğreniyor. Clay Jensen'in ilk aşkının son sözleri... Teşekkür ederim.


Anlatım tam olarak Hannah'dan değildi. Clay'in ağzındandı ama şöyle. Clay kaseti çalıştırıyor ve Hannah'ın dediklerini dinliyor. Arada yorumda bulunuyor. İki yazı birbirinden farklı. Mesala Clay'ın konuştuğu yerlerde yazı tipi Ariel iken, Hannah'ın konuştu yerlerdeki yazı tipi biraz daha farklı, el yazısı gibi. Ve sonra bölüm başlıkları var. Kapaktaki gibi bir tahtanın üstünde yazıyor. Mesela 1. KASET: A YÜZÜ. Ve kitapta play ve durdurma gibi kasetlerde olan işaretler vardı. Benim çok hoşuma gitti. 


Kitaba 5/5 vermemden bahsedelim şimdi de. Kitaba tam puan vermemin sebebi ilk olarak Jay Asher'ın bu konunun bir müzede aklına gelmesi. Tamam tam olarak etken bu değil bu çeyrek bir şey. İkinci olarak konunun sıra dışı olması, üçüncü olarak hayatı daha da dikkate almamızı sağlayacak öğütler vermesi ve son olarak da geç kalmadan yani çok geç kalmadan yapacağını yapmamız gerektiğini anlamamı sağlaması. Ya kısaca bu kitap hayatıma renk kattı diyebilirim. Şimdi daha dikkatli adamlar atabilirim. Mesela bir insana bir şaka yapmamın onu nasıl etkileyeceğini anlayabilirim. 

Hannah'ın fazla abarttığını düşünüyordum ama geçen gün bir kız bu kitabın yorumunu yaparken ilk başta Hannah'ın abarttığını düşündüğünü ancak başına bir çok şey geldiğini söyleyerek Hannah'ı daha iyi anladığını söylemişti. O yazısını okuyunca Hannah'ın abartmadığını, aksine haklı olduğunu olduğunu anladım. İntihar etmesinde değil tabii ki. Olaylarda haklıydı. O kasettekilerin hepsi suçluydu. Sırf şaka olsun diye listeler, aptalcaa şakalar, dedikodular ve daha fazlası. Hannah'ın yerinde olsam şehirden ayrılırdım. Ama kız öyle bir ruh halindeymiş ki intiharın iyi olacağını düşünmeye başlamış. 


Hannah'a çok kızdım. Ama kızamadım da. Bir yandan haklı ama böyle olması gerekmezdi Hannah. Clay seni seviyordu. Ama sen bunu bilmiyordun. Belki de her şey farklı olabilirdi. Bir şey farklı olsaydı.


Cidden bu kitabı almadıysanız koşun D&R'e veya bir kitap sitesinden, mesela oku okudan sipariş verin. Sizi temin ediyorum pişman olmayacaksınız. Bize güvenmediniz veya güvenemediniz mi? Gidin ve Goodreads puanına bakın. Orası da yalan söylemez herhalde değil mi? BU KİTABI GÖRDÜĞÜNÜZ YERDE KAPIN!! Başka bir şey demiyorum.


Her neyse yorumum bu kadardı. Aklımda bu kadarı var. Aslında bundan daha fazlası olamaz. Daha fazlası ancak spoi olabilir. 


Alıntılar: 



















 Umarım beğenmiş ve okurken keyif almışsınızdır. Açıkçası ben kitabı okurken de, yorum yaparken de ve resimleri birlikte hazırlarken de keyif aldım. :))) Puanımı vermez miyim? Tabii ki veririm :D 5/5






Tur takvimini bilmiyor musunuz? O halde karşınızda tur takvimimiz. Bizi böylece takip edebilirsiniz ^.^




Ayrıca Artemis Yayınları'na bizi bu kitapla buluşturduğu, blog turumuzda kullanmamıza izin verdiği için çook teşekkür ederiz. ^.^





Görüşmek üzere!!! Okuduğunuz için çok teşekkürler ^.^

19 Haziran 2015 Cuma

Ölümcül Kaçış - James Dashner | Kitap Yorumu

Herkese merhaba!! Nasılsınız? Oruç tutuyorsanız orucunuz nasıl geçiyor? Ben son dakikalar hariç iyiyim. Gün boyunca rahat oluyorum ama sonra son 3 saat kala dayanamıyorum. Cidden olmuyor. 

Her neyse bugün çook sevdiğim bir kitabın yorumunu yazacağım. Instagram'da yorum girmiştim ama buraya yazamamıştım. O zamanlar blogum yoktu. Yani yazma gibi imkanım yoktu. Şimdi düşününce ne kadar zaman olmuş. O zamandan bu zamana cidden çok geçti. Artık daha profesyonelim. Yani idare ederim :D Hadi yoruma jfgd





Adı: Ölümcül Kaçış

Yazarı: James Dashner

Sayfa Sayısı: 408

Yayınevi: Pegasus Yayınları

Seri: Labirent Serisi

Goodreads Puanı: 4.02/5

Benim Puanım: 5/5 


Tanıtım: 


Thomas bir asansörde uyandığında hatırlayabildiği tek şey ismidir. Ailesini, evini veya oraya nasıl geldiğini anımsamamaktadır. Zihni bomboştur. Asansörün kapıları açıldığında Thomas kendini Kayran isimli, devasa taş duvarlarla çevrili geniş bir alanda ve burada yaşayan çocukların arasında bulur. Tıpkı Thomas gibi Kayranlılar da oraya neden ve nasıl geldiklerini bilmemektedir. Tek bildikleri çevrelerini saran labirente çıkan taş kapıların her sabah açılıp her akşam kapandığı ve her otuz günde bir aralarına yeni bir çocuk katıldığıdır. Kimse Kayran'da kalmak istemese de kurtulmak imkânsız görünmektedir. Yine de Thomas'ın içinde bir his, çıkış yolu bulabileceğini söylemektedir. Ama bunun için zihninin derinlerinde yatan sırları açığa çıkararak labirentin gizemini çözmesi gerekecektir.



"Açlık Oyunları gibi distopik hikâyeleri sevenler Thomas'la birlikte Kayran'da maceraya sürüklenecekler."

-School Library Journal-


"Dashner gizemli, kışkırtıcı, yaratıcı ve sürükleyici bir romanla karşımızda." 

-Barnes&Noble-


"Akıcı anlatımı, akla gelen sayısız soruyu adım adım cevaplaması ve bitmek bilmeyen gerilimiyle Dashner'ın sürükleyici macerası kaçınılmaz sona doğru ilerlerken sizi merak içinde bırakacak." 

-Publishers Weekly-


"Dashner hikâyeyi ustalıkla kaleme alarak inanılmazı gerçekçi kılmayı başarıyor. Elinizden bırakamayacak ve devamında neler olduğunu öğrenmek için sabırsızlanacaksınız." 

-Kirkus Reviews-


"Sayfalar boyunca bir tehlikeden diğerine sürüklenirken kitabı elinizden bırakamayacaksınız." 

-Kiss The Book-



Yorum:


Hatırla. Hayatta kal. Koş.


Kitap benim bir numaralı kitabım. Yani çok seviyorum. Nedenlerden biri de tabii ki Dylan O'Brien. Baştan beri benim blogumu takip ediyorsanız Teen Wolf'a olan aşkımuı biliyorsunuzdur. BU ARADA 30 HAZİRAN TEEN WOLF 5. SEZON BAŞLAYACAK!! ÇOK HEYECENLIYIM!!! Neyse devam edelim. Kitabın filmini öyle ayıla bayıla sevmiyorum. Teen Wolf sevebilirim ama etrafta ''Ayoll Stiles aşkom filmde oynamış!! Hemen izlemeliyim!!'' diyerek sinemaya koşmadım. İnternete düşünce izledim ve sevdim. Ancak gelin görün ki kitabı okuyunca o farklılıklar falan sinir bozucuydu.

Film kitaptan biraz değişik diyorlar ancak bence çok fazla değişiklik var. Eğer kitabın filmini yapacaksan benzer yapacaksın. Bu yani. Ama inatla değiştiriyorlar. Ve bir de şu var ya sinir oluyorum. Neymiş işte kitap filme hiç benzemiyormuş. Asıl film kitaba benzemiyor. Sanki ilk filmi yapılmış gibi''Kitap filme hiç benzemiyor yaa.'' falan diyenler acayip sinir bozucu.

Neyse konusndan bahsetmek gerekirse Thomas gözlerini bir kutunun içinde açıyor. Kutu yavaş yavaş yukarı çıkıyor. Hiçbir şey hatılamıyor. Sonra kutu duruyor ve kendini Kayran'da buluyor. Kayran koca bir Labirent'in içinde olan boş bir arazi gibi bir yer. Labirent'in kapıları sabah açılıp akşam hava kararırken kapanıyor. Labirent'te akşamları ortaya çıkan Izdırap verenler var. Kayrandakıların hepsi isminden başka hiçbir şey bilmiyor.

Thomas geldiğinden 1-2 gün sonra yeni biri geliyor. Ancak bu sefer ki bir kız. Ve kızın avucunun içinde bir not yazıyor. Sonları başlıyor. Ya Labirent'ten kaçacaklar ya da ölecekler. Hatırla. Hayatta kal. Koş. 

Kiaba 5/5 verdim çünkü puan kırmam için bir kusur yoktu ve sevmiştim bu yüzden bu puanı verdim. Umarım anlatabilmişimdir. Görüşmek üzere!! ^_^



15 Haziran 2015 Pazartesi

Kitap Melezleri'nin İlk Tur Kitabı

Merhaba millet!! Nasılsınız? Ben şahsen çok mutluyum. Nedeni D&R 9,90 indiriminden yararlanmış olmam. Her neyse konuya geçeyim. Instagram'dan takip ediyorsanız, bildiğiniz gibi kitap okuma sıkıntım var. Kitap okuyamıyorum. Sanırım Reading Slump yani Kitap Okuyamama Sorunum var. Çok tuhaf bir şey. Her neyse. Burada size tuhaf mı tuhaf hallerimden bahsetmeyeceğim. :Ddd Bir duyuru yapacağım. Duyuru gibi bir şey yani. Blog turumuzla ilgili. Kitabımız belirlendi.

Kitap Melezleri'nin 1. Blog Tur kitabı Ölmek İçin On Üç Sebep!!!






Blog Turumuz 22-28 Haziran tarihleri arasında gerçekleşecek. Biz çok heyecanlıyız. Bu kitabı da merak ediyorduk. Böyle güzel bir kitabı okuyacak olmak, hele de ilk blog turumuzda olmasına rağmen Artemis'le konuşmak. İnanın size göre normal, her blog turu yapıyor ama biz o kadar da yayıneviyle konuşan birileri değiliz. En azından değildik. Ve şimdi yaptığımız şeyler.. Kendimizle gurur duyuyoruz. :D


Her neyse bu bizim ilk blog turumuz. Umarım seversiniz. Herneyse görüşmek üzere!! ^.^


Bu arada Facebook sayfamızı beğenmeyi ve Instagram hesabımızdan takip etmeyi unutmayın!! ^.^


7 Haziran 2015 Pazar

Konu Kitap mı? Bana Bunlarla Gelin. | Tag/Mim

Selam millet!! Mimlendim!! Bu ilk yani ilk Tag/Mim Instagram'dan görüp de yapmıştım ama şimdi resmi olarak bir blogger benim mimledi. :D 

Düşes'in Günlüğü'ne çooook teşekkür ederim. Bu arada mimin ismi çok farklı değil mi? Ben bayıldım!! Çok tuhaf ve farklı yani sevdim ben bunu. :D Her neyse hadi başlayalım ^.^








1- Klişe bir soruyla başlayalım: Film mi? Kitap mı?

Bir kitabın filmine göreyse kitap. Filmler güzel olmuyor.


2- Ne tür kitapları tercih edersin?

Fantastik ve Distopya severim ve tercih ederim.


3- Bir yazar olsaydın kim olmak isterdin?

Bilemiyorum ama kendim için kolaylaştırarak ikiye ayırıcam. Kız ve erkek olarak. Kız olarak Cassandra Clare. Erkek olarak da James Dashner. 


4- Bir kitap yazmaya karar versen aklına gelen ilk konu hangi türe gelirdi?

Kitap yazmaya başlasam berbat olurdu ama Wattpad'den yazıyorum desek Genç Kurgu yazardım. Ama yeteneğim olsaydı kesinlikle Fantastik olurdu.


5- Çok başarılı bir kitap yazdın. Film mi yoksa dizi mi olmasını isterdin ya da kitap olarak kalmasını mı tercih ederdin?

Film olsun ama efsane olsun. Şule'ye katılıyorum. :D Ama dizi senaryosu çok değişmeyecekse diziyi tercih ederim.

6- Issız bir adada yanına yol arkadaşı olarak seçeceğin kitap karakteri kim olurdu?

Bu zor ama Efsane'den Day olabilir. Evet evet. Kesinlikle Day!


7- Hayatın boyunca sadece tek bir yazarın kitaplarını okuma şansın olsa bu kim olurdu?

Ya ama bu beni dibe çekti resmen. Çok zor. Kesinlikle fazla kitap yazmış biri olurdu. Wampir Akademisi Serisi'nin yazarı ve Lux Serisi ile Melez Serisi'nin yazarı. Yani Jennifer L. Armentrout ve Richelle Mead.


8- İki yazar beraber bir kitap yazsa harika olur dediğin iki yazar düşün. Kim onlar?

Emin değilim ama Cassandra Clare ile James Dashner olablir. Fantastik bir distopya. Harika olabilir. :DD


9- Sonunu değiştirmeyi en çok istediğin kitap?

Labirent'in finali olabilir.


10- Önermekten sıkılmadığın, ''Dünya okusun!'' dediğin bir kitap sorsam?

Labirent serisi. Herkese ilk önerdiğim o. Percy Jackson da var tabii.


11- Eyvah! Bir kitabın içine hapsoldun, hem de ana karakter olarak. Hangi kitap olsa ''Beni burada bırakın.'' derdin?

Lux serisi olabilir. Gerçi okumadım ama. :D


   
Sorular çok zordu. Hele bazı sorularda takılıp kaldım ama yine de eğlenceliydi. Yaparken çok eğlendim. Beni etiketlediği için Düşes'in Günlüğü'ne tekrar teşekkür ederim. Ben de sevgili Kitaplı Dünyam, Kitaptan Blog, Fangirl, Fangirlün Güncesi, Beauty Beybi ve Sürealist Okuyucu'yu mimliyorum. Umarım yaparlar!! ^.^ Görüşmek üzere!! 



5 Haziran 2015 Cuma

Efsane - Marie Lu | Kitap Yorumu

Herkese merhaba! Beni özlediniz mi? :D Tabii ki de hayır. :(( Her neyse ben yazmayı çok özledim açıkçası. Evde ''Acaba ne yazsam?'' diye düşünürken aklıma kitap yorumu yapmak geldi. Marie Lu'dan Efsane'yi bilmeyen var mı? Bilmeyen varsa onlar için yorum yapacağım şimdi. Hadi başlayalım. :))






Adı: Efsane 

Yazarı: Marie Lu

Sayfa Sayısı: 320

Yayınevi: Pegasus Yayınları

Seri: Efsane Serisi


Tanıtım:





Gerçek, Efsane'ye dönüşecek



Bir zamanlar Amerika Birleşik Devletleri'nin batı kıyısı olarak bilinen yerde şimdi Cumhuriyet adında, komşularıyla sürekli savaşan bir ülke vardır. Cumhuriyet'in seçkin sınıfından gelen on beş yaşındaki üstün yetenekli June, askerî bir dehaya sahiptir. İtaatkâr, hırslı ve kendini ülkesine adamış bu genç kız onun uğruna her şeyi yapmaya hazırdır. Fakir bir aileden gelen on beş yaşındaki Day ise ülkenin en çok aranan suçlusu ve bir devlet düşmanıdır. Kendisi gibi asker olan ağabeyi Metias öldürülünce June, Day'in peşine düşer. İnandıkları şeyler uğruna savaşan bu iki gencin kesişen yolları, onları Cumhuriyet'in karanlık sırlarına götürecektir.



"Efsane, söylendiği kadar iyi olmakla kalmıyor, bunu kesinlikle hak ediyor.
-The New York Times-


"Bir 'efsane' doğuyor.
-USA Today-


"Bilimkurgu ve aksiyonun heyecanlı bir karışımı... Bu kitap Açlık Oyunları hayranlarına okumaya değer bir şey  


verecek."

-Voya-



"Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı, kıyamet sonrası dünyada geçen romantik bir gerilim… Efsane'yi elinizden düşüremeyecek ve kesinlikle unutamayacaksınız.
-Kami Garcia-


"Farklı karakterleri, yüksek tansiyonu ve siyasi entrikalarla dolu ilgi çekici distopik bir dünya. Eğer Açlık Oyunları'nı beğendiyseniz bu kitaba bayılacaksınız." 
-Sarah Rees Brennan-



Yorum:



 Şimdi Amerika Birleşik Devletleri'nin batısında Cumhuriyet adında bir ülke kurulmuştur. Komşu ülkelerle hep savaş içinde olan bu ülkede sıkı bir yönetim vardır. Day ülkenin en çok aranan suçlusudur. June de Cumhuriyet'in sınavından en yüksek puan alan ilk ve tek kişidir. Bir gün June'nin abisi Metias öldürülür. Annesi ve babası trafik kazasında  öldüğü için June artık yanlız kalır. O gün Metias'ın Day'ın peşine düştüğü için onun öldürdüğünü düşünürler. Abisinin intikamını almak isteyen June Day'ın peşine düşer. Ancak o sırada Cumhuriyet'le ilgili sırları öğrenirler ve birden June ve Day takım olarak Cumhuriyet'ten kaçmaya çalışırlar. 


İlk olarak kitaba aşık oldum. Ya o kadar güzel ki. Yazarın anlatımına bayıldım. Kitap kusursuzdu. Okuyalı uzun zaman olmasına rağmen hala aklımda. Akıcıydı. Sıkıcı değildi. Hep dolu dolu bir kitaptı. Hep bir olay, aksiyon, heyecan :D Day'ı çok samimi buldum. Kuzen demesi falan çok hoşuma gitti. Çok zekiydi. En ufak ayrıntıdan bile anlıyordu herşeyi. Hayran kaldım resmen. 

June aptalca davrandı. Ancak onu da anlıyorum yani o durumda herkes öyle yapardı. Bu arada o Thomas var ya... Nefret ediyorum. Day'ı eziyor ancak onun tek yaptığı ne? Tabii ki de Cumhuriyet'e boyun eğmek ve onların dediklerini yapmam. Köpek gibi. Gel diyorsun geliyor, git diyorsun gidiyor hesabı. 

Imm.. Yarın kurguladığı yer, olaylar ve kişiler tam oturmuştu. Diyorum kitap kusursuzdu. Okuyalı zaman geçtiği için aklımda kalanlar taze değil. Ama distopya olarak söylemem gerekirse tamdı. Veba'yla ilgili o kurgu.. Ya bayıldım ben. Macera seviyorsanız veya distopya ya da ipuçlarını takip etme gibi.. Bu kitabı almalısınız. Almazsanız siz kaybedersiniz söyleyeyim :D  Ya kesin alın. Bu kitabı sevmeyen birisini hiç görmedim. Belki abartıyorum ama en sevdiğim, favorileri kitaplarımdan biri. Puanım 5/5. Kitap bana göre kusursuz.